Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
30348
post-template-default,single,single-post,postid-30348,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

BİNLERCE YILLIK TARİHİN DERİNLİKLERİNDE: GÜMÜŞLER MANASTIRI

Niğde ilimizde yer alan Gümüşler Manastırı, Kapadokya bölgesinin en önemli tarihî yapılarından biridir. Doğrudan kayaya oyularak inşa edilen bu manastır, Bizans İmparatorluğu Dönemi’ne ait olup, 8. ile 12. yüzyıllar arasında yapılmış olduğu düşünülmektedir. Mimarisi, freskleri ve yer altı yapılarıyla, dönemin dinî ve kültürel yaşamına dair önemli bilgiler sunan Gümüşler Manastırı hakkındaki detayları yazımızda bulabilirsiniz.

1#

Büyük bir tüf kaya kütlesinin içine oyulmuş olan Gümüşler Manastırı, Bizans Dönemi’nde “Traicas” (Dragia) adıyla biliniyordu. Çevresinde eski dönemlerden kalma gümüş yataklarının bulunmasından dolayı Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde ise “Eski Gümüşler” kasabası adını aldı. 1924’teki Lozan Mübadelesi sonrasında manastır işlevini yitirip terk edildi ve yaklaşık 40 yıl boyunca gizli kaldı.

2#

Merkezinde geniş bir avlu bulunan manastır, yerleşim merkezlerinden uzakta inşa edilmiştir. Kare biçimli avlusundan manastırın kilisesi ve diğer bölümlerine geçiş sağlanır. Avlunun kuzey kısmında mezar odaları yer alırken, güney tarafında ise çok katlı bir yer altı şehri bulunmaktadır. Yer altı şehri, manastırın savunma ve gizlenme amacıyla da kullanıldığını gösterir. Şapel, yemekhane ve keşiş hücrelerinin yer aldığı kilisenin iç kısmı Bizans sanatının önemli örneklerinden biri olarak kabul edilen fresklerle süslüdür.

3#

Kilisenin dört sütunu üzerinde yer alan rozet motifleri ve dinî figürlerle süslenmiş freskler, yapının sanatsal kimliğini gözler önüne serer. Özellikle Meryem Ana, Çocuk İsa ve Vaftizci Yahya tasvirlerinden oluşan freskler, Bizans sanatının Anadolu’daki özgün örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ayrıca, hayvan figürleri ve av sahneleri gibi günlük yaşamdan betimlemelerin yer aldığı resimler de yer alır.

4#

Gümüşler Manastırı, tamamen kayaya oyularak yapılmış bir yapıdır. Bu, Kapadokya bölgesindeki birçok diğer manastır ve kilise gibi doğal volkanik kayaçların oyulmasıyla oluşturulmuştur. Bu tür yapılar hem dayanıklı hem de korunaklı bir ortam sağladığından özellikle Bizans Dönemi’nde dinî merkezler ve sığınaklar olarak sıkça tercih edilmiştir.

5#

1962 yılında tesadüfen keşfedilen manastırın restorasyon çalışmaları, İngiliz arkeolog Michael Gough tarafından 1963 yılında başlatılmıştır. Köylüler, bölgedeki kayalardan taş çıkarırken manastırın girişine ulaşmış ve yapının iç kısmını fark etmişlerdir. Bu durum, manastırın uzun bir süre boyunca toprağın ve kayaların altında gizli kaldığını göstermektedir. Manastır ve çevresi 1973 yılında arkeolojik sit alanı ilan edilerek ziyarete açılmıştır. Zaman içinde çeşitli nedenlerle zarar görmüş olmasına rağmen, fresklerin büyük bir kısmı iyi durumdadır. Ancak, manastırın bazı bölümleri zamanın yıkıcı etkisinin karşısında duramamış, aşınmış ve yıpranmıştır.

6#

Gümüşler Manastırı gibi kayaya oyularak inşa edilen yapılar, mimarinin doğa ile uyumunu gösteren eşsiz örneklerdir ve dünyanın farklı bölgelerinde karşımıza çıkar. Ürdün’deki Petra Tapınağı, zengin tarihi ve olağanüstü yapısıyla tanınırken, Hindistan’daki Ajanta Mağarası, binlerce yıl öncesine dayanan freskleri ve heykelleriyle bir sanat hazinesidir. Etiyopya’nın Lalibela kasabasında bulunan 11 kaya kilise ise Hristiyanlığın erken dönemlerine ait en etkileyici yapılar arasında yer alır. Bu tür yapılar, yalnızca inşa teknikleriyle değil, aynı zamanda her biri, yerel kültürlerin ve dinî inançların izlerini taşıyan tarihî miraslarıyla da dikkat çeker. Dünya genelindeki bu kaya oyma yapılar hem mühendislik hem de estetik açıdan benzersizdir ve insanlık tarihinin büyük mimari başarılarını simgeler.

 671 okunma

Derya Ülkar